Bu hafta korsanlarıyla meşhur cennet köşelerden birindeyiz. Binlerce adanın bir arada olduğu; mercanların, resiflerin, turkuaz denizlerin, sıcak, neşeli halkların ve olduğu kadarıyla mutlu olmayı bilenlerin diyarındayız, yani Karayipler’deyiz. Çok çekmiş Karayipler'deki adalar. Kimi madenleri, kimi ormanları, kimi de tarıma elverişli toprakları sebebiyle sömürülmüş. Günümüzde ise onları sömürenlerin iştahını turizmle kabartıyorlar. Uçaklarla ya da yüzen şehirlerle gelen milyonlarca turisti ülkelerinde ağırlıyorlar.

Kaplumbağadan timsaha Cayman'lar bölgedeki diğer adaların kaderini paylaşıyor ve tarihe ilk kez Kristof Kolomb ile geçiyor. Kolomb bu adaya kalabalık kaplumbağa nüfusundan dolayı “Las Tortugas” adını veriyor. Daha sonra ise yerlilerin dilinde “timsah” anlamına gelen “Caiman” kelimesi adalar gurubuna isim oluyor. 17. yüzyılda İngiltere’nin kontrolüne girmiş Cayman Adaları. Günümüzde ülkede yaşayan halk işte o İngilizlerin ve Afrika’dan köle olarak getirilenlerin torunları. Resmi dil İngilizce ama İspanyolca konuşanlara da rastlamak mümkün. Ülkenin bugünkü geçim kaynakları off-shore bankacılık ve turizm. Ülkede suç oranı çok düşük. Turistleri dost ve medeni bir atmosfer karşılıyor. Nüfusu 100 bini bile bulmayan Cayman Adaları aynı zamanda bir vergi cenneti. Yoğun bir finans merkezi olması Karayipler'deki diğer adalarda alışık olmadığınız bir trafikle karşılaşacağınız anlamına geliyor.

Başkent Georgetown Üç adadan oluşuyor ülke; Grand Cayman, Cayman Brac ve Little Cayman. Üç ada bayrağın üzerinde üç yıldız ile temsil edilmiş. Kaplumbağa ülkenin denizcilikle olan bağını, altın aslan ise İngiltere’yi sembolize ediyor. Adaların en büyüğü 35 kilometrelik boyu, 13 kilometrelik eni ile Grand Cayman. Aynı zamanda en gelişmişi ve en çok turist çekeni. Her sene kasım ayında burada “Cayman Adaları Korsan Haftası” düzenleniyor. Grand Cayman'ın etrafını çeviren muhteşem mercan kayalıkları, ününü hak eden sahilleri ve dünya çapında dalış noktaları ile insanları kendine çekmesi boşuna değil. Stingray City diye geçen ve vatoz balıklarını beslemeye teknelerle gittiğiniz yer diğer bir cazibe noktası. Başkent George Town, Grand Cayman'da bulunuyor ve şehri gezmek çok zaman almıyor. Edward Caddesi'ndeki postane binası şehrin en eskilerinden ve hala kullanılıyor. Kahramanlar Meydanı'ndaki saat kulesi, Kral 5. George için yaptırılmış. Devasa bir şey beklemeyin ufak tefek ve sade bir kule. Kahramanlar Meydanı'nda savaşı, barışı ve en önemlisi kadınların oy kullanma hakkı için verdikleri mücadeleyi anlatan heykeller var. Adaya gelmişken görmeniz gereken yerlerden biri de 7 Mile Beach diye geçen yaklaşık 10 km uzunluğundaki plaj. Burada çok sayıda otel ve tatil köyü bulunuyor. Suyun rengi ise muhteşem bir turkuaz.

Kimi Antiller der kimi Karayipler Orta Amerika’da, Antil Denizi’ndeki ada topluluğuna deniyor Karayipler ya da Antiller. Büyük Antiller Küba, Haiti, Dominik Cumhuriyeti, Jamaika ve Puerto Riko'dan oluşuyor. Küçük Antiller ise adı üstünde Karayipler'in doğusunu, kuzeyden güneye çevreleyen küçük adalar. Antiller 'Antilia', Kanarya Adaları ile Hindistan arasında bir yerde olduğu hayal edilen efsanevî bir kara parçasının adıymış. Yeni Dünya'nın keşfinden önceki dönemlere aitmiş bu isim. Kristof Kolomb, Batı Hint Adaları'nı keşfettiğinde ve bunların Karayip Denizi'ni çevrelediğini anladığında İspanyolca 'Antillas' adı verilmiş bu bölgeye.
Antiller ilk zamanlarda Amerika ile berabermiş. Sonra tektonik olaylar yüzünden sulara gömülmüş karaların bir kısmı. Adaların hemen hepsi dağlık ve volkanik. Yeryüzünün en çok deprem yaşanan yerlerinden bu yüzden. İklim ise tropikal ve denize yakın bölgeler daha sıcak. Yıl boyunca esen rüzgarlar Atlas Okyanusu’ndan nem taşıyor. 3000 metreye ulaşan dağlar da bu nemli rüzgarları tutunca bol yağış alıyor adalar. Önemli bir sorun ise tüm bölgeyi etkileyen kasırgalar. Yaz sonunda ve sonbaharda sık sık görülüyor bu tür fırtınalar.

Nasıl gidilir?

Karayipleri görmenin en iyi yolu bence gemi seyahati, neden biliyor musunuz? Çünkü çok sayıda ada var. Adaların genelinde nüfus az olduğu için uçakla ulaşım pek yaygın değil. Bir ada kesmez beni, buralara gelmişken birkaç adadan aşağısı kurtarmaz diyorsanız, ki demelisiniz, tatiliniz gemi ile olmalı. Mis gibi iyot kokusunun ciğerlerinizi temizlediği denizlerde dolaşan devasa boyutlardaki otellere ya da tatil köylerine "cruise" deniyor. Bense bunlara ’yüzen şehir’ diyorum. Alışverişin her türlüsünü önünüze seren vergisiz mağazalar, aquapark ve havuzlar, farklı mutfakların sunulduğu yeme-içme mekanları, konser ve gösterilerin yapıldığı koca tiyatrolarıyla gemiler her yaşa uygun. Bunlara ek olarak günümüz gemilerinde macera parkurları ile robotların çalıştığı barlar, dalga havuzları ve deniz üzerinde yürüyormuş hissi veren, tabanı camla kaplı yürüme yolları var.
Yeni nesil gemilerde kütüphane, spa, spor salonu, kapısında 24 saat görevlilerin beklediği lüks suitlerde ise özel jakuzi ve bahçe imkanı da bulunuyor.