Beni Yanıltan Şehir

6 Ekim 2018
CortinaBologna

Beklentimi yüksek tutmadan gittiğim ama sürprizleriyle beni şaşırtan kentleri seviyorum. Bu listeye en son Bologna’yı ekledim. İtiraf ediyorum uzaktan izlenimim klasik bir Ortaçağ kenti olduğu yönündeydi ama yanılmışım.

Çok sevdim Bologna’yı, özellikle keyifle yürüdüğüm caddelerine ve mimarisine bayıldım. Arkatların sardığı sokaklarda kemerlerin arasından geçerek şehri keşfetmek harika. Bir de yolunuza sürekli küçük ve birbirinden şirin dükkanların çıktığını düşünürseniz, Bologna’yı sevme listesinin ilk maddesine bu keyfi yazmak gerektiğini anlarsınız.

Bologna’da yapılacak en güzel şey sokak aralarında kaybolmak. Burası acaba nereye çıkacak diye düşünmeden, haritalara bakmadan o sokak senin bu sokak benim yürüdüm, iyi ki de öyle yapmışım. Saptığım her yer nefis manzaralar çıkardı karşıma.
 

İstanbul’a Tarih Yolculuğu

Bologna

Bologna

Yürüyüşün şehir merkezinden tren garına olan istikametinde İtalya’nın ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi’yle selamlaşıyorsunuz. Ülkenin birliğini sağlayan isim Garibaldi. Heykeli ile karşılaştığımda ise aklıma hemen İstanbul geldi. Hayır İstanbul aşkımı her yere sıkıştırmaya çalıştığımdan değil, Garibaldi üç yıl İstanbul’da yaşadığından.

1828-1831 yılları arasında İstiklal Caddesi Eski Çiçekçi Sokak’taki 17 numaralı evde kalmış. O evin hemen yakınında ise geçirdiği uzun restorasyonun ardından bir kültür merkezi işleviyle İstanbul’a kazandırılan Casa Garibaldi binası var. 19. yüzyılda yapılan bu bina, o dönem hızla yayılan İtalyan İşçi Yardımlaşma Cemiyeti’nin ülkemizdeki şubesi niteliğinde. Casa Garibaldi’yi 2013 yılında İtalyan Düşünür Umberto Eco da ziyaret etmişti.

Neptün’ün Mızrağı

Bologna

Bologna

Tekrar Bologna sokaklarına dönersem, heykelin hemen karşısında tiyatro binasını göreceksiniz. Yolu yürümeye devam ettiğinizde ise sizi çok güzel bir meydana çıkaracak. Ve karşınızda görkemli bir heykel daha göreceksiniz. Roma mitolojisinde Neptün, Yunan mitolojisinde Poseidon olarak geçen denizlerin efendisine adanan heykel meydanı süslüyor. Neptün figüründe ve yapılan heykellerde, elinde tuttuğu mızrak hemen dikkat çeker. Hatta adresi Atina olan mitolojik bir anlatıya göre zeytin ağacı ilk kez o mızrağı yere vurduğunda çıkar. İşte mızrağın ucu ünlü araba markası Maserati’nin sembolü.

Meydanlarda Hayat Var

Bologna

Bologna

Meydanda sadece heykel değil insan hareketliliği de çarpacak gözünüze. Şehir yaşamının parçası olmak ve yerli halk arasına karışmak için ideal nokta meydan. İtalyanca “piazza” diyorlar; bizdeki “piyasa yapmak” tanımı da melez bir tabir ve buradan geliyor.

Bologna “kızıl şehir” olarak da geçiyor. Şehrin mimarisinde ateş rengi tuğlalarla yapılan binaların fazlaca oluşu bu ismin verilmesinin nedeniymiş. Şehirdeki devasa Assinelli Kuleleri ise görkemiyle hayran bırakıyor. 12. yüzyıldan yadigar kuleleri, dönemin zengin aileleri güç gösterisi olarak yaptırmış.

Bitemeyen Bazilika

San Petronio Bazilikası şehrin en görkemli yapısı. 14. yüzyıl sonunda inşasına başlanan gotik yapı, hala tam olarak bitirilmemiş. Tıpkı İspanya’daki La Sagrada Familia gibi kaderi. “Dünyanın en büyüğü olsun” diye iddialı başlanınca, bir türlü bitirilemiyor demek ki! Katedralin yapımına başlandığında da yeteri kadar görkemli olmadığı için projelerden birçoğu iptal edilmiş, yenileri çizilmiş.

Üniversitelerin Atası

Bologna akademik dünya için önemli bir adres ve kimliğini belirleyen önemli unsurlardan birinin eğitim olduğunu hissettiriyor. Dünyanın en eski akademik kurumlarından olan Bologna Üniversitesi’nin burada olmasının etkisi bu… Mezunları arasında Dante’den, Kopernik’e, Erasmus’a kadar dünya tarihinde iz bırakan birçok isim var. Bir de şehirdeki kitapçılar çok güzel. Mutlaka içlerine girin, rafların arasında biraz vakit geçirin.

SAFFET EMRE TONGUÇ
Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.

Gerek mesleki, gerek şahsi ilgimden dolayı 130 civarında ülkeye seyahat etti. Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat ekinde, İstanbul Life ve Skylife gibi dergilerde yazılar yazıyor. Conde Nast Traveler, Travel and Leisure, National Geographic ve Lonely Planet gibi yurtdışı yayınlarında yer aldı. Fotoğrafları 1990 yılından itibaren Amerika ve Avustralya başta olmak üzere çeşitli ülkelerdeki dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. İlk fotoğraf sergisini 2007 yılında açtı. Tasarımlarını yaptığı çeşitli ev ve bahçeler 20 civarında dergide yer aldı...

100 binden fazla satan İstanbul Hakkında Her Şey adlı kitabı New York Times ve International Herald Tribune gazetelerine haber oldu. NTV’de yayınlanan “Paha Biçilemez İstanbul” programı kanalın en yüksek izlenme oranlarına ulaştı ve çok sayıda ödül kazandı.

İstanbul’da hem Türkçe hem de İngilizce özel geziler yapıyor. Kapalıçarşı, Fener-Haliç-Balat, Karaköy, Galata-Beyoğlu, Taksim-Cihangir-Çukurcuma, 7 Tepe 7 Cami gibi birçok farklı gezide kapalı olan mekanları özel olarak açtırıyor. Kral ve kraliçelere hizmet veren özel bir yat ile yaptığı erguvan ve dolunay turları çok seviliyor. “Yılın Gezi Yazarı” “Türkiye’nin En İyi Profesyonel Rehberi” “En İyi Turizm Yayını” gibi farklı dallarda 17 ödül aldı ve çoğu İstanbul ile ilgili olan 16 kitap yazdı.

Aralarında Oprah Winfrey, Martha Stewart, Madeleine Albright, Colin Powell, Robert Redford,Calvin Klein, Kevin Spacey, Billy Crystal, Bob Geldof ve Rory Gates gibi kişilerin bulunduğu 100'den fazla önemli isme İstanbul'u anlattı.

LEXUS
 

L I F E S T Y L E

© 2016 LEXUS
www.lexus.com.tr