Orada Bir Cennet Var, 1.5 Saat Uzakta

14 Ekim 2019
Cortina

THY ile İstanbul’dan çıkıp sadece 1,5 saat sonra çizmenin güneyine vardığımda dudağımdan kendiliğinden bu cümle döküldü. Bu kadar yakın ama şimdiye kadar biraz gözden kaçmış bir yer diye düşündüm. Artık hayatlarımızın gerçeği olarak sosyal medya var; keyifli yerlerin keşfi, yeni seyahat deneyimleri hızla yayılıyor. Ulaşım da daha kolay olduğuna göre 1990’larda güvenli değil diye kimsenin pas vermediği ama şimdilerde giderek artan bir turist trafiğine sahip olan Bari ve çevresini keşfetmek daha cazip.

5 gün uçuş

İtalya 20 bölgeye sahip. Onlardan biri de Puglia; başkenti ise Bari. THY ile haftanın 5 günü İstanbul – Bari arasında direkt uçuş var. Adriyatik’e kıyısı olan bu küçük şehirde görülecek yerlerin başında Aziz Nikola Bazilikası var. Hristiyanlığın en önemli azizlerinden olan ve dünyanın Noel Baba efsanesi ile bildiği Nikola bizim topraklarımızda doğmuş, bizim topraklarımızda da ölmüş. Demre’deki kemikleri 1087 yılında korsanlar tarafından çalınıp Bari’ye getirilmiş. Sonra o kemiklerin saklandığı adını taşıyan bazilika yapılmış. İlginç olan gittiğinizde göreceğiniz açıklamada kemiklerin bizden “getirildiği” söyleniyor. Çalındı yerine politik davranıp getirildi demişler ama durum ortada. Kimse izin almadığına göre nasıl götürüldüğü belli!

Bari

Bari

Tanıdık detaylar

Bari’nin kalesi 11. yüzyıldan kalma. Normanlar tarafından inşa edilmiş. Kalenin arka sokakları, tanıdık detaylarla karşıladı beni. Sokaklarda hamur işleri görebiliyorsunuz, çoğu tabii ki makarna türü. Balkonlardan, binaların aralarından iplere gerilmiş çamaşırlar sarkıyor. Gözünüzün gördüğü her şey estetik olmasa da bir temizlik ve inceden bir tertip dikkat çekmiyor değil…

‘Bu başka’ listeme yeni madde

Şimdiye kadar kaldığım otel sayısını ben bile bilmiyorum. Ama 1500’e yakın şehir gördüğüme göre otel sayısını varın siz tahmin edin. Bu kadar gezince, kendimce oluşturduğum ve sıra dışı adreslerin yer aldığı “bu başka” listem var. İşte o listeye yeni bir otel ekledim: Borgo Egnazia. Bir köy gibi kurulmuş ve içinde çan kulesinden kilisesine kadar her detayın olduğu müthiş bir otel. Dekorasyondaki detaycılığa, mimarisinin güzelliğine bakmaya doyamadım. Ben bir balık burcuyum; estetik ve romantizm hayatın her alanında mühimdir. İşte o yüzden otelin gecesine ayrı bayıldım! Adeta bir peri masalı filmi çekiliyor, otel de plato olarak yapılmış gibiydi. Lobiden başlayarak otelin tüm ortak alanları yüzlerce mumla aydınlatılıyor. Her gece o mumları yakmak – söndürmek bile birkaç kişinin uğraştığı saatler alan bir mesai. Ve Borgo Egnazia tam bir diyet düşmanı. İçindeki restoranı hem lezzeti hem atmosferiyle şahane. Bir de sahildeki restoranı var ki gitmek benim için pek hayırlı olmadı. Son haftalarda büyük emekle verdiğim kiloları, nefis deniz ürünleriyle donatılan sofralarda tekrar aldım. Pişman mıyım? Tabii ki hayır!

Bari

Bari

Çizmenin topuğu

Puglia bölgesi İtalya’nın çizmeye benzeyen haritasında topuk kısmı. İşte ben o topuğun da ucuna kadar indim; yani güney İtalya’nın en güneyine…. Ve iki kasabaya hayran kaldım. Polignano a Mare onlardan biri. Deniz ve dalgaların esas ev sahibi olduğu bu kasabanın makyajsız güzelliğini sevdim. Birkaç bina dışında hepsine dış cephesinin beyaz olma zorunluluğunu getirmişler. İstisnai grupta olmayıp da beyaz dışında renge boyayanların saçacak parası var demek. Çünkü para cezası ödemek zorunda kalıyorlarmış. Bir de her kıştan çıkarken binaları yıkayıp dezenfekte ediyorlarmış. Yani evlerde değil kasabanın tümünde bahar temizliği yapılıyor. Ana meydan Piazza Vittorio Emanuele’yi turlamak keyifli. Ulaşım içinse 3 tekerlekli “tuktuk”lar kullanılıyor.

Şirinler Köyü Alberobello

Bari’ye 1 saat uzaklıktaki Alberobello’ya gitmek unutulmaz bir keyifti. Çünkü birbirinden güzel antika araçlarla çıktık yola. Bir kez daha anladım ki eskinin karizmasına da kırmızıya da gönül vermemek mümkün değil. Sokaklar adeta noel zamanı gibi ışıl ışıl süslerle dolu Alberobello, Dünyanın en sıra dışı mimarilerinden birine sahip. Zaten 1996’dan bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde... Çatısı konik biçiminde, harçsız örülmüş beyaz – gri renkli turilli evleri, kasabanın simgesi gibi. Bu evlerin benzeri Fransa’nın Avingnon kasabasında ve bizde de Urfa Harran’da var.

Bari

Bari

Vergiden kaçmanın en ilginç yolu!

1300’lü yıllarda yapılan bu evlerin ardında farklı hikayeler var. Ama yaygın kanı fakir halkın vergi korkusu nedeniyle ürettiği bir çözüm olması. Çatıları kolay yıkılabilir ve sonra tekrar yapılabilir olduğu için tercih edilmiş. Vergi memurları gelince evin tepesinden sarkan ip çekilip, yığma biçimde yapılan çatı tek hamleyle kolayca yıkılıyormuş. Böylece yapı, konut olarak değerlendirilmiyormuş; “burası ev değil ki neyin vergisi verelim” gibi bir cin fikirlilikle ağır bir mali yükten kurtulmak mümkünmüş.

Geçmişte tek tük yapı ile başlamış ama bugün 1500’ü aşkın konik ev var. Bölgede çok bulunan kireç taşı da turilli evlerinin ana malzemesi. Birçok evin çatısına ise sahibinin istediği figürler çizilmiş ki bunlar ağırlıklı olarak Hristiyanlık sembolleri.

Her yan ışıl ışıl

Alberobello tarif edilemeyecek kadar güzel bir yer. Küçücük şirin evler ve onların aralarında rengarenk sokaklar... Masal alemi gibi, insan gerçek olduğuna inanamıyor. Küçük dükkanlarda hediyelik eşyalar satılıyor. Geceleri bu dükkanlar da sokaklar da ışıl ışıl. Bana Noel zamanını anımsattı. Sanki birkaç gün sonra yeni yılı karşılayacakmış gibi hissediyor insan. Ama hayır hiçbiri özel bir gün için değil. Alberobello’nun ruhunda ışıltı var! Sonbaharda gitmemize rağmen etraf turist kaynıyordu ve epey kalabalıktı.

Alberobello, 18. yüzyılda “Kraliyet Şehri” ünvanını alamış. St Antonio Kilisesi de mimarisiyle dikkat çekiyor. Bu arada turilli evlerinin benzer biçimlerini, güney İtalya’daki başka kasaba ve köylerde de görebilirsiniz. Ama Alberobello bu evlerin en fazla bulunduğu ve bu mimari ile simgeleşen yer.

Bari

Bari

Noel Baba Efsanesi

İmparator Konstantin, 325'te İznik'te bir konsil toplamış. İmparatorluğun her bölgesinden gelen 300 piskopos ile Hristiyanlığın çerçevesini belirlemiş. Ayrıca 4 İncil'in dışında İncil bulunduranların öldürülmesi kararı alınmış. Toplantıya katılanlardan biri de Demre'de görevli olan ve Noel Baba efsanesinin kaynağında yatan Aziz Nikola.

Aziz Nikola fakirlerin bacasından para atıp, onlara yardımcı olurmuş. Bu gelenek zamanla Hristiyanlığın Noel’i haline gelmiş. Karların üzerinde kayıp giden bir kızak, elinde bir çan, kırmızı şapkalı Noel Baba, fonda çam ağacıyla bu resmi tamamlamış. Ama işin aslı tabii ki böyle değilmiş; tam bir pazarlama dehası var gerisinde!

Hikâye şu ki fakir bir adamın 3 kızı varmış. Ve geçmişte kızların evlenmek için çeyiz parası ödemesi gerekirmiş. Baba kızlarını yoksulluk nedeniyle evlendiremezken imdadına Aziz Nikola yetişmiş; kızları da kötü yola düşmekten kurtarmış. Bacadan içeriye 3 altın kesesi atmış ve kızların evlenmesini sağlamış. Ondan sonra da namı yürümüş hatta denizcilerin azizi haline gelmiş.

Kırmızısıyla meşhur o içecek markası sayesinde ise Noel Baba’nın bir alışveriş ikonu olmasının önü açılmış. 1930’lu yıllarda, ABD’deki Büyük Buhran sonrası, yani tam da insanların kahraman figürüne ihtiyacı olduğu bir dönemde, Noel Baba’yı reklam kampanyasının yıldızı yapmışlar. Ama gerçek Aziz Nikola’ya ait görseli bir kenara koyup hayali bir figür kurgulamışlar. Şirket renkleriyle giydirdikleri kırmızı şapkalı, beyaz sakallı, altında kızağı olan figür bekleneni vermiş; insanlar bu cömert ve tonton yaşlıyı çok sevmiş!

İşin komik tarafı şu ki gerçek Aziz Nikola’nın yaşadığı yerde hiç kar yağmamış. Öldükten sonra Demre’deki kiliseye gömülmüş ama kemikleri 1087’den bu yana Bari’de.

1.İtalya denince akla hemen lüks markalar, pahalı butikler, görkemli tarihi yapılar gelir. Bunlara alternatif bir İtalya keşfi için Puglia’ya gidebilirsiniz. Nostaljisini, kimliğini ve sadeliği korumayı başarmış bir yer.

2.Nefis deniz ürünlerini tatmak ve İtalyanların pizza ve makarnaya teslim olmadığı bir lezzet haritası keşfetmek için ideal. Taze balıkların başrolde olduğu bir mutfağı var. Yok illa makarna yerim derseniz de küçük bir kulağa benzeyen şekliyle bölgeye özgü “orecchiette” tadın.

3.Rengarenk seramikler arasında tercih yaparken zorlanacaksınız ama mutlaka birkaç parça alın. “Pumo” dedikleri ve uğur getirdiğine inandıkları seramik tomurcuklara özellikle dikkat kesilin.

SAFFET EMRE TONGUÇ
Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.

Gerek mesleki, gerek şahsi ilgimden dolayı 130 civarında ülkeye seyahat etti. Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat ekinde, İstanbul Life ve Skylife gibi dergilerde yazılar yazıyor. Conde Nast Traveler, Travel and Leisure, National Geographic ve Lonely Planet gibi yurtdışı yayınlarında yer aldı. Fotoğrafları 1990 yılından itibaren Amerika ve Avustralya başta olmak üzere çeşitli ülkelerdeki dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. İlk fotoğraf sergisini 2007 yılında açtı. Tasarımlarını yaptığı çeşitli ev ve bahçeler 20 civarında dergide yer aldı...

100 binden fazla satan İstanbul Hakkında Her Şey adlı kitabı New York Times ve International Herald Tribune gazetelerine haber oldu. NTV’de yayınlanan “Paha Biçilemez İstanbul” programı kanalın en yüksek izlenme oranlarına ulaştı ve çok sayıda ödül kazandı.

İstanbul’da hem Türkçe hem de İngilizce özel geziler yapıyor. Kapalıçarşı, Fener-Haliç-Balat, Karaköy, Galata-Beyoğlu, Taksim-Cihangir-Çukurcuma, 7 Tepe 7 Cami gibi birçok farklı gezide kapalı olan mekanları özel olarak açtırıyor. Kral ve kraliçelere hizmet veren özel bir yat ile yaptığı erguvan ve dolunay turları çok seviliyor. “Yılın Gezi Yazarı” “Türkiye’nin En İyi Profesyonel Rehberi” “En İyi Turizm Yayını” gibi farklı dallarda 17 ödül aldı ve çoğu İstanbul ile ilgili olan 16 kitap yazdı.

Aralarında Oprah Winfrey, Martha Stewart, Madeleine Albright, Colin Powell, Robert Redford,Calvin Klein, Kevin Spacey, Billy Crystal, Bob Geldof ve Rory Gates gibi kişilerin bulunduğu 100'den fazla önemli isme İstanbul'u anlattı.

LEXUS
 

L I F E S T Y L E

© 2016 LEXUS
www.lexus.com.tr