Rönesansın Doğduğu Yer Floransa

20 Ekim 2018
CortinaFloransa

Medici ailesi Floransa denince akla gelen ilk isim. Bugün 400 bine yakın insanın yaşadığı şehir, 13. yüzyılda ticaretle uğraşırken, 15. yüzyıla Avrupa’nın sanat, mimari, politika başkenti olarak damgasını vurmuş. Rönesans’ın (yeniden doğuş) ortaya çıktığı yer olan Floransa sanat ve mimarinin harika eserleriyle dolu. Tarih değişik zamanlarda değişik yerleri gözdesi yapmış. Eski zamanlarda Roma, Viktorya Çağı’nda İngiltere, 1920’lerde Paris ön plana çıkmış. Karanlık çağların ardından Eski Yunan ve Roma öğretilerinin dönemin mentalitesi ve teknolojisiyle harmanlanması sonucunda da 15. yüzyıla damgasını Floransa vurmuş.

Floransa derli toplu bir şehir. Önemli bütün eserler “centro storico “ dedikleri tarihi bölgede. Şehir km2’ye düşen tarihi eser sayısında dünyada bir numara olunca, km2’ye düşen turist sayısı da özellikle yaz aylarında çok fazla. Görülmesi gereken o kadar çok şey var ki, öyle bir iki güne sığacak gibi değil. Floransa’da “Stendhal sendromu” dedikleri bir olay var. Birbirine benzer çok sayıda eser ve meydan olunca, bir süre sonra “ben daha önce bu meydana gelmiştim, bu kiliseye girmiştim” demeye başlıyorsunuz. Hatta bunun bir öteki safhasında sorular değişmeye başlıyor “Ben kimim, sene kaç?” gibi. O yüzden sindire sindire gezin, az güne her şeyi sığdırmaya çalışmayın, iyi turisti oynarken, hasta olmaya hiç gerek yok! Floransa’da müzeler çok kalabalık olduğundan tavsiyem önceden rezervasyon yaptırmanız ( www.firenzemusei.it) .

Floransa

Floransa

Floransa’nın Ünlülerinden Medici Ve Dante

Muhteşem (Il Magnifico) olarak adlandırılan Lorenzo de Medici Floransa’yı kültür başkenti haline getirmiş. Başarılı bir banker ve işadamı olan Lorenzo dönemin sanatçılarına destek olmuş, bir diplomat olarak savaşan cumhuriyetlerin arasında barışı sağlamış. Papalar tavsiyelerini dinlemiş, liderler fikrini almış. Niccolo Makyavel (Machiavelli) Lorenzo’nun devlet adamlığı ve diplomasiye olan katkılarını Prens isimli kitabını ona atfederek göstermiş. Lorenzo, Floransa’yı yönettiği 1469-92 yılları arasında büyük işlere imza atmış. Da Vinci, Michelangelo ve Donatello gibi sanatçılara destek olmuş. Michelangelo 13 yaşında Lorenzo’nun sanat okulu Accademia’ya girmiş ve dehasını sergilemiş. Lorenzo 43 yaşında öldüğünde tüm şehir cenazesine katılıp, Rönesans’ın babasına olan saygısını göstermiş.

1265 ile 1321 yılları arasında yaşamış olan Dante Alighieri modern edebiyatın kurucularından. İtalya’nın en büyük şairi sayılan Dante, İtalyan dilinin de babası olarak kabul ediliyor. Şaheseri olan “İlahi Komedya” değişik bir yolculukla tanrıyı bulmaya çalışan bir adamın otobiyografik öyküsünü anlatıyor.

Floransa

Floransa

Galleria dell’Accademia’da uzun kuyruklar göreceksiniz. Burada Michelangelo tarafından 1504 yılında yapılmış dünyanın en tanınmış heykellerinden biri var. David’i hayranlıkla seyreden kalabalıklara karışmak istiyorsanız adres Via Ricasoli 58-60. Hemen yakınlarda da San Marco Müzesi bulunuyor. Fra Angelico’nun bir zamanlar rahip olarak yaşadığı bu eski manastırda sanatçının çok güzel tabloları bulunuyor.

Michelangelo Tepesi’nden Floransa ve Arno Nehri’nin çok güzel bir manzarası var.
Boboli Bahçeleri çok güzel, kaçırmayın.
Ortaçağ’ın Euro’su gibi üç yüz yıl boyunca Avrupa ülkelerinde Floransa parası Florin kullanılmış.

Floransa

Floransa

Floransa’nın Yıldızları

-DUOMO (FLORANSALI MERYEM ANA KATEDRALİ). Şehrin ileri gelenleri, Floransa için mimar Arnolfo di Cambio’dan daha iyisi ve güzeli yapılamayacak bir katedral istemişler, o da yapmış ama son noktayı muhteşem kubbeyle Filippo Brunelleschi koymuş. Birbirine geçme tuğlalarla, adeta iki farklı kubbeyi iç içe oturtmuş. Duomo, Roma’daki St. Peter ve Londra’daki St.Paul’den sonra giriş ile altar arasındaki mesafesi en uzun kilise kabul ediliyor. Michelangelo Roma’da St.Peter kilisesini yaparken Brunelleschi’nin kubbesinden yararlanmış. 463 basamağı çıkmayı göze alırsanız, 100 metre yüksekteki galeriden güzel bir şehir manzarası seyredebiliyorsunuz. Yanında bulunan ve Giotto tarafından 1334 yılında yapılan, 82 metrelik çan kulesinin manzarası da çok etkileyici. Yapımı 1294 yılında başlayan ve 140 sene süren katedralde Michelangelo tarafından yapılan ve Meryem Ana’nın üzüntüsünü yansıtan Pieta isimli meşhur heykel var. Floransa’ya yolunuz Paskalya’nın olduğu Pazar gününe denk düşerse çok renkli bir geçit törenine şahit olabilirsiniz. Bu arada Duomo bizdeki “Ulu Cami” gibi bir kavram, şehrin en büyük kilisesine verilen isim olduğundan Milano’nun en büyük kilisesi de Duomo adını taşıyor. Anlamı ise kubbe.

-BATTISTERO (VAFTİZHANE). Duomo’nun karşısındaki bina 5 ile 9. yüzyıllar arasında yapılmış. Dante’nin vaftizinin de yapıldığı binanın Bizans stili mozaiklerinden yazar Inferno (Cehennem) isimli eserini yazarken esinlenmiş. Vaftizhane’nin bronz kapılarını yapmak Floransalı sanatçılar arasında rekabete yol açmış. İncil’den sahneleri kapılara işlemek Ghiberti’ye kısmet olmuş. Michelangelo da Cennetin Kapıları isimli dört betimlemeyi yapmış.

Floransa

Floransa

-PIAZZA DELLA SIGNORIA. (SIGNORIA MEYDANI). Duomo’dan çıkıp, kalabalıklar ve şık dükkanlar eşliğinde Via dei Calzaiuoli’den yürüyün. Davut heykelinin bir kopyasının da olduğu güzel bir meydana varacaksınız. Bu meydan eski sarayın yapıldığı 1299 yılından beri Floransa’ya damgasını vurmuş. Palazzo Vecchio ve Uffizi (www.uffizi.firenze.it) bu meydanın sınırlarını oluşturuyorlar. Uffizi ofisler demek ve Cosimo Dükü’nün ofisleri olarak 1554 yılında yapılmış, şu anda ise inanılmaz bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” isimli meşhur tablosu ve “İlkbahar” freskleri de burada. Da Vinci, Raphael, Michelangelo, Titian, Rembrandt ve Caravaggio eserleri, dünyanın en eski sanat galerisi ünvanlı bu binada sergilenenlerden sadece bazıları. İkinci kat koridorlarında Osmanlı padişahlarının tabloları da var.

-PALAZZO VECCHIO ( ESKİ SARAY). Kaleye benzeyen bu bina 13. yüzyıl sonlarında hükümet merkezi olarak yapılmış. 1470’de Medici Ailesi’nin evi olarak kullanılmaya başlandıktan sonra Michelangelo avlusunu yapmış. Anıtsal daireler şu anda sarayın sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Saraydaki en önemli bölümlerden biri “Beş yüzler Salonu” (Salone dei Cinquecento). Burası Büyük Konsey’in beş yüz üyesinin, savaş sahnelerini gösteren büyük freskler altında toplandığı salon. Saraydan düz devam edip, Uffizi’yi geçin ve nehrin üzerindeki Ponte Vecchio’ya (Eski Köprü) ulaşın. Floransa’nın en eski köprüsü olan 14. yüzyıldan kalma bu yapı çok etkileyici. Üzerinde kuyumcu dükkanları bulunuyor. Devamında zengin tüccar Luca Pitti’nin yaptırdığı ama şehri 400 yıl yöneten Medici ailesine sattığı Piti Sarayı var, içinde de beş müze. Galleria Paletina bir zamanlar Medici’lere ait olan 16-17. yüzyıl şaheserlerini bünyesinde bulunduruyor. Raphael Koleksiyonu ise çok sıra dışı.

Floransa

Floransa

-PIAZZALE MICHELANGELO. Eski Köprü’den devam edip, sola dönün, kısa bir süre sonra 1860’da yapılmış olan bu meydana ulaşacaksınız. Davut heykelinin bronz kopyasının eşlik ettiği manzara özellikle gün batımında (Yazın 20.30 civarında) nefes kesici. Tarih önünüzde, size düşense şahit olmak.

-DİĞERLERİ. Bigallo Müzesi 14. yüzyıldan kalma Floransa mozaiklerini görebileceğiniz muhteşem bir yapı. Bargello 13. yüzyıldan kalma bir kale ama şu anda Milli Müze ( Museo Nazionale) olarak kullanılıyor. Donatello’nun bronz Davut (David) heykeli ve Druids isimli çalışması da burada. Giriş katında Michelangelo’nun ilk eserleri var. Piazza della Republica (Cumhuriyet Meydanı) Floransa’daki en geniş meydan. Eski Yahudi gettosunun olduğu bu meydandaki yazıt dikkati çekiyor. “Şehrin eski merkezi, yüzyıllar boyu ana meydanı, yeni bir yaşam için yenilendi”. Meydan kafe ve restoranlarla dolu. Santa Maria Novella (Yeni Meryem Ana) Kilisesi tren istasyonunun yanında yer alıyor ve geçmişte zengin ailelerin şapelleri için kullanılmış. Erken Rönesans mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilen binanın dış cephesi Romanesk-Gotik özellikler taşırken, içerideki freskler Medici Ailesi tarafından Vasari’ye yaptırılmış. Giotto’nun Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesini anlatan eseri Crocifisso da burada. San Lorenzo Basilikası 1419’da Brunelleschi tarafından Cosimo Medici’nin mozolesi olarak yapılmış. Michelangelo dış cephesini yapmaya başlamış ama Floransa’daki politikalardan ve dönen dolaplardan çok rahatsız olmuş ve işi yarıda bırakarak Roma’ya gitmiş. Santa Croce ( Kutsal Haç) Kilisesi Santa Maria Novella’yı yaptıran Dominkanların rakibi olan Fransiskanlar tarafından yaptırılmış. İçinde Galileo, Machiavelli ve Michelangelo’nun mezarları olan bu kilise 13. yüzyıldan kalma. Binanın içinde, asıl mezarı Ravenna’da olan Dante için yapılmış sembolik bir mezar bulunuyor.

Floransa

Floransa

Ulaşım

-Hızlı trenle Milano 2 saat 45 dakika ve Roma’dan 1,5 saat uzaklıkta. Venedik ise 3 saat sürüyor. Program için www.trenitalia.it adresini bakın. Pisa, Siena, Lucca ve Arezzo Floransa’ya bir saat mesafede bulunan şehirler.

Nerede yenilir?

İtalyanların damak tadı bizimkine çok yakın. Floransa’nın yemeklerine bayılacaksınız. Bruschetta (kızarmış ekmek üzerine, zeytinyağı, sarımsak, domates ve fesleğen. Bazen de ançuez veya ciğer pate), bistecca alla Fiorentina (Floransa usulü kalın biftek, tercihen az pişmiş, yani hala kanlı!), Carpaccio (İnce dilimlenmiş çiğ sığır eti) ideal bir mönüyü oluşturuyor. Floransa’da aile işletmesi olan çok sayıda trattoria dedikleri güzel ve sade lokanta bulunuyor. Pazar günleri bitpazarına da ev sahipliği yapan Piazza Santo Spirito’ya (Kutsal Ruh Meydanı) giderseniz çok sayıda uygun fiyatlı trattoria bulabilirsiniz. Piazza San Spirito aynı zamanda barlarla dolu. Çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi İtalya’da da öğle yemeği mönüleri var, bunların özelliği belli yemekleri içeren mönülerin çok uygun fiyata sunulması. İtalyan restoranlarının bazılarında kuver olarak belli bir ücret alınıyor. Bargello’nun arkasındaki Vivoli, Gelateria del Neri ve Vestri dondurmanın ilk Floransa’da yapıldığını söyleyenleri haklı çıkaracak kadar lezzetli. Signoria Meydanı’ndaki Caffe Rivoire 1872’de çikolata fabrikası olarak kurulmuş. Etrafı seyrederken, sıcak çikolatanın tadını çıkarın.

Pisa Kulesiyle Meşhur

Floransa’dan bir saat mesafede bulunan ve 100 bin kişinin yaşadığı Pisa, orta çağlarda önemli bir Akdeniz limanı olmuş. 12. yüzyılda Kuzey Afrika ve İspanya ile ticari ilişkileri gelişmiş. Arno Nehri’nin alüvyonlarla dolması ve 1284 yılında Cenova yenilgisi şehrin zenginliğine büyük bir darbe vurmuş. 1406 yılından sonra Floransa’nın egemenliğine giren Pisa II. Dünya Savaşı’nda ağır hasara uğramış. Piazza del Duomo (Duomo Meydanı) ya da Campo dei Miracoli (Mucizeler Alanı) günümüzde turistlerin uğrak noktası. 1173 yılında inşaatı başlayan eğik kule Pisa’nın en meşhuru. 1350 yılında tamamlanan kuleye Galileo da tırmanmış ve cisimlerin düşme hızıyla ilgili olarak deneyler yapmış. Alüvyon üzerine ve fazla derin olmayan temellerle inşa edildiği için sekiz katlı bu çan kulesi daha üçüncü katı yapılırken eğilmeye başlamış. 2000’lerin başlarında yapılan bir çalışmayla kule sağlamlaştırıldı ve eğilmesi engellendi. Şimdi 30 kişilik gruplar halinde 294 basamak tırmanarak tepesine çıkabiliyorsunuz. Kulenin yanındaki Duomo ise dünyanın en iyi Romanesk Katedralleri’nden biri olarak kabul ediliyor. Buscheto’nun yaptığı binanın içinde bulunan Hz. İsa mozaiği göz alıcı. Aynı alanda bulunan Vaftizhane Binası da akustiğiyle tanınmış bir eser. İçerideki koronun sesi 2 km. öteden duyuluyormuş.
Pisa’ya otobüsle geldiğinizde otoparktan küçük trenle tarihi bölüme gidiyorsunuz. Bir sürü dükkan ve Afrikalı seyyar satıcıyı geçtikten sonra görkemli eserlere ulaşabiliyorsunuz. Pisa yakınındaki Viareggio ve Forte dei Marmi ise güneş ve deniz düşkünlerine plajlarını sunuyor.

Alışveriş

-Piazza dei Cavalieri’de antikadan el ürünlerine her şeyin satıldığı bir Pazar kuruluyor. Borgo Stretto şehrin en şık mağazalarının olduğu yer. Monte Piano zeytin yağı, Pecorino peyniri, Toskana ekmeği şehirde alabileceklerinizden.

SAFFET EMRE TONGUÇ
Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.

Gerek mesleki, gerek şahsi ilgimden dolayı 130 civarında ülkeye seyahat etti. Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat ekinde, İstanbul Life ve Skylife gibi dergilerde yazılar yazıyor. Conde Nast Traveler, Travel and Leisure, National Geographic ve Lonely Planet gibi yurtdışı yayınlarında yer aldı. Fotoğrafları 1990 yılından itibaren Amerika ve Avustralya başta olmak üzere çeşitli ülkelerdeki dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. İlk fotoğraf sergisini 2007 yılında açtı. Tasarımlarını yaptığı çeşitli ev ve bahçeler 20 civarında dergide yer aldı...

100 binden fazla satan İstanbul Hakkında Her Şey adlı kitabı New York Times ve International Herald Tribune gazetelerine haber oldu. NTV’de yayınlanan “Paha Biçilemez İstanbul” programı kanalın en yüksek izlenme oranlarına ulaştı ve çok sayıda ödül kazandı.

İstanbul’da hem Türkçe hem de İngilizce özel geziler yapıyor. Kapalıçarşı, Fener-Haliç-Balat, Karaköy, Galata-Beyoğlu, Taksim-Cihangir-Çukurcuma, 7 Tepe 7 Cami gibi birçok farklı gezide kapalı olan mekanları özel olarak açtırıyor. Kral ve kraliçelere hizmet veren özel bir yat ile yaptığı erguvan ve dolunay turları çok seviliyor. “Yılın Gezi Yazarı” “Türkiye’nin En İyi Profesyonel Rehberi” “En İyi Turizm Yayını” gibi farklı dallarda 17 ödül aldı ve çoğu İstanbul ile ilgili olan 16 kitap yazdı.

Aralarında Oprah Winfrey, Martha Stewart, Madeleine Albright, Colin Powell, Robert Redford,Calvin Klein, Kevin Spacey, Billy Crystal, Bob Geldof ve Rory Gates gibi kişilerin bulunduğu 100'den fazla önemli isme İstanbul'u anlattı.

LEXUS
 

L I F E S T Y L E

© 2016 LEXUS
www.lexus.com.tr